Tüm bunları, belki de daha fazlasını söylüyor musun sık sık?
Kimsenin yanında olmadığını mı düşünüyorsun?
Yardım isteyecek yerin mi yok sanıyorsun?
Ama seni bekleyen biri var, her an her dakika her gün her yıl…
Koşulsuz hem de…
Kim?
O, sana her gün 86.400 saniye hediye ediyor.
O, farkında olmasan da her gün sana eşlik ediyor.
O, başına kaza gelecekken bile koruyabiliyor.
O, sıkıştığın anda “Hızır” gibi bir aracı gönderebiliyor.
O, sana sayısız ve hiçbir ücret talep etmeden bir sürü nimet veriyor.
O, daha doğduğun ilk andan itibaren yaşamının son gününe kadar sana güveniyor.
O, ne kadar hata yapsan da özrünü kabul ediyor.
O, sana biricik olarak bakıyor.
O, evet her hareketini de kaydediyor.
Hani nerede, nasıl ulaşacaksın?
Hiçbir maliyeti yok, uzakta da değil.
Şimdi elinden yavaşça bırak mesela şu telefonu, tableti. Kaldır ellerini semaya güzel insan.
Kalbini aç ve “Ben geldim” de!
O an ne olacak biliyor musun?
Sana hiç kimsenin hiçbir zaman göstermeyeceği bir merhamet ve sevgi ile “Hoş geldin” diyecek.
Hem de her seferinde yapacak bunu.
Tek bir şartımız var bu buluşma için.
Yürekten isteyeceksin bu görüşmeyi. Öylesine değil hani, içten ve samimi…
Ellerin daha yüzüne değmeden, ağzından çıkan amin sözü bitmeden istediğin şey yerini bulacak.
Belki hemen olacak, belki biraz bekleyeceksin iyisi olacak, belki de olmayacak ama seni koruyacak ve daha güzeli karşına çıkacak.
Yeter ki istemeyi bilelim değil mi?
O, her an bizimle…
Rümeysa Demirörs